Onun için her söylenen birbirinden bambaşkadır, sanılır ki cümlesi uydurmadır.
Kimine göre meşrebi pek yumuşaktır, kimine göre bileği bükülmez bir tulumbacıdır,
kimine göre 26 yaşındadır, kimine göre 41, kimine göre hiç evlenmemiş
garip bir adamdır, kimine göre 4 çocuğu vardır, kimine göre patlıcan
musakkaya bayılır, kimine göre de karnıyarık için cana kıyar. biz bunların
onun hiç konuşmaz, ketum bir adam olmasından çıktığını anladık. Yağmurlu
bir sonbahar ikindisi esnaf kahvesinde ona rastladık ve fırsat bildik,
kendimizi belli etmeden sohbet açtık . Antakyada balıkçılık yaptığını,
ama aslen halepli olduğunu, ve deniz üzerinde geçen hayatın, birbirine
benzer günlerinden bir gün, şimdiye kadar görmediği renkli süslü bir
balık tuttuğunu ama tam sandala çekerken onun ağdan kayıp denize gittiğini
ve artık hep o balığın hayaliyle denize açıldığını ama birdaha hiç öylesine
rastlamadığını, bezgin, yüzü gülmez bir adam olduğunu ve birdaha da balıkçılık
yapamadığını anlattı. |