|
Tarihçe | İstanbul'un rivayeti bol kahramanları |
curcunabaz | akrobatlar | mumcular |
tulumcular | deliler | nahılcılar |
gözbagcılar | güreşçiler | müzisyenler |
hayvan oyn | ip canbazı | soytarılar |
kasebazlar | köçekler | anka kuşu |
|
Müzisyenler |
|
![]() |
Bu bakımdan, söz konusu oyunlardan biri olan "Moreska" ya ilişkin bir bilgiyi burada anmak gerekir. Laborde bu dansa eşlik eden bir musiki parçasının kaba notalarını -harflerle- vermiştir. Bu bir rast peşrevdir; ezgi nefesli sazlarla - büyük bir ihtimalle zurnalarla- çalınmıştır. Moreska Mağripliler'e özgü bir danstır. |
![]() |
İspanya'da yerleşerek Hıristiyan olan ve XII. Yüzyıl başlarına kadar İspanya'da yaşayan Araplara "Moriscos" adı verilmişti. Moriscoslar'ın dansı Ortaçağ Avrupası'nda ve Osmanlı ülkesinde çok oynanmış ve günümüze kadar yaşamıştır; özellikle Osmanlı şenliklerinde en çok ilgi gören oyunlardan biridir. |
![]() |
![]() |
![]() |
Yine 1582 Şenliği için yabancı bir görgü tanığı mehter takımının küçük davullar, kösler, nefirler ve zurnalarla tüm şenlik boyunca ve Sultan penceresinde göründükçe aralıksız çaldıklarını belirtir. Başka bir İtalyan görgü tanığı da At Meydanı'nda 1000 kadar çalgıcının, zillerin, utların ve başka çalgıların bulunduğunu, büyük bir gürültü yaptıklarını anlatır; Öyle ki dansla musiki birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçaları gibiydi. |
![]() |
![]() |
![]() |
15., 16., ve17.y.y.larda kullanılan belli başlı çalgılar şunlardı:Ney, Ud, Kanun, Tanbur, Santur, Kemençe, Çöğür, Kopuz, Daire, Zurna, Nakkare, Zil, üç telli sazlardan Bulgâri (ya da bağlama), Nefir, Davul, Kös, Rebab, Mizmar, Iklık, Piyşe, Nüzhe, Musikar. |
İster atlı ister yaya ya da oturmuş olsun mehter musikisi, fasıl müziği, tekke müziği ya da şenliklerdeki halk çalgı topluluklarındaki gerek çalgıcıların giyim kuşamının, gerek çalgıların göz dolduran bir görünümü vardı. |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
1582 Şenliği'ni anlatan Surname-i Hümayunda bunlardan şöyle bahseder;"Sazendeler ve hanendeler... Sazendeler arkalarında oyuncular olduğu halde meydana geldi. Çeşitli müzik aletleri çalıyorlardı. Çenk, def, ut, rebab, santur, nefir, zurna ve kanun sesleri meydanı neşeyle çınlatıyordu. Ardından ortaya çıkan, yedi iklimde üstüne kimsenin olmadığı bir usta şeşhanesini öyle çaldı ki, bütün izleyicilerde büyük bir hayret ve hayranlık uyandırdı. Hanendeler de şarkılar okudular. Köçeklerin ellerinde çalparelerle oynayışları ise herkesi coşturdu, içini sevinçle doldurdu. Şenlik boyunca, yeknesaklığı önlemek amacıyla benzer gösteriler arka arkaya yapılmıyor; bu yolla çeşitliliğin sağlanmasına özen gösteriliyordu. Bu nedenle sazendeler de yanlarında hanendeler ve köçeklerle birlikte değişik zamanlarda birçok kez meydana geldiler. Müzikleri, şarkıları ve danslarıyla şenlik havasını canlandırdılar." |
![]() |
![]() |
![]() |
Padişahın huzuruna tekrar gelişleri de şöyle anlatılır; Meydanı çok çeşitli müzik aletleri çalan sazendeler doldurmuştu. Onlara tek bir oyuncu eşlik etmekteydi. Sünnet düğünü boyunca zaman zaman ortaya çıkıp etrafı neşelendiren müzisyenlere oyuncularda eşlik ediyorlardı. |
![]() |
Özel toplantılardaki oyunlarla, halka açık, meydandaki oyunlar arasındaki en büyük fark muhakkak ki kadın konusundadır. Erkeklerin özel toplantılarında daha çok kadınlar, kiralık rakkaseler olan çengiler dans ederlerdi. Kadınların kendi aralarındaki, yine kadınlardan oluşan müzisyenler eşliğindeki eğlencelerinde ise efendileri de bulunur, yapılan raks ve diğer oyunları izleyip eğlenirlerdi. Sünnet düğünü sırasında da, gösterilerin aralarında zaman zaman meydana gelip, ney, ud, diğerlerinden çok daha büyük olan Hindistan udu, rebab, def, müzikar, çeng, tanbur ve zilli def çalan sazende ve hanendelerle birlikte oynuyorlardı. Kaynaklar bunların bazılarından Yahudi olarak bahseder ve nasıl raksettiklerini anlatır. |
![]() |
![]() |